Kızım yeni eve taşındıktan sonra her gece yanımıza geliyordu, bu yöntemi denedim ve 5 günde düzeldi

Kapıdan çıkmadan önce ayakkabılarını giyen minik bir çocuk, aniden yere oturup hıçkırıklarla ağlamaya başlar. “Kreşe gitmek istemiyorum!” cümlesi, sabah evden çıkışı tam bir savaş alanına çevirebilir. Belki de yeni taşındığınız evde her gece uykudan uyanıp yanınıza koşan çocuğunuz, aylardır kendi yatağında uyurken birden bu alışkanlığını terk etmiştir. Ya da ikinci bebeğinizin doğumundan sonra büyük kardeş, yıllardır terk ettiği emziğini tekrar istiyor ve size yapışıp bir an olsun yanınızdan ayrılmak istemiyor olabilir. Bu senaryolar, çocuk yetiştiren hemen her ebeveynin tanıdık bulacağı anlardır.

Beyin Gelişimi ve Değişim Direncinin Bilimsel Temelleri

Yetişkinler için sıradan görünen değişimler, çocukların dünyasında deprem etkisi yaratabilir. Bunun nedeni çocukların kötü niyetli veya inatçı olması değil, beyin gelişimlerinin henüz tamamlanmamış olmasıdır. Üç yaşındaki bir çocuğun prefrontal korteksi -beynin planlama, esneklik ve duygusal düzenleme merkezi- yetişkinlerin sahip olduğu olgunluğun yalnızca küçük bir kısmına sahiptir. Bu yaştaki çocukların prefrontal korteks hacmi yetişkinlerin yaklaşık yüzde 20’si kadardır ve prefrontal korteksi tam olgunluğa 25 yaş civarında ulaşır. Bu nedenle yeni durumlar karşısında mantıklı düşünme ve uyum sağlama becerileri son derece sınırlıdır.

Çocuklar için rutin ve öngörülebilirlik, güvenlik duygusunun temel taşlarıdır. Her sabah aynı bardaktan süt içmek, akşamları aynı masalı dinlemek veya parka hep aynı yoldan gitmek, onlara dünyanın tutarlı ve güvenli bir yer olduğunu hissettirir. Bir değişim yaşandığında ise bu güvenlik duygusu sarsılır ve çocuk kendini savunmasız hisseder.

Regresyon: Geriye Gidiş Aslında İleriye Doğru Bir Adım

Daha önce tuvalet eğitimini tamamlamış bir çocuğun yeniden altını ıslatması, konuşması gelişmiş bir çocuğun bebek gibi konuşmaya başlaması ya da bağımsızca uyuyan bir çocuğun aniden ebeveyninin yatağına sığınmaya başlaması, ebeveynleri endişelendirebilir. Ancak bu regresif davranışlar, aslında çocuğun duygusal sıkıntısını ifade etme biçimidir. Amerikan Pediatri Akademisi, regresyonu stresli geçiş dönemlerinde yaygın bir tepki olarak tanımlar ve bunun normal bir uyum mekanizması olduğunu belirtir.

Regresyon, çocuğun hayatında işler daha basit ve kontrol edilebilir olduğu zamanlara dönme isteğidir. Yeni bir kardeşin gelişi, anaokuluna başlama veya ev değişikliği gibi büyük geçişlerde, çocuk duygusal olarak aşırı yüklendiğinde geçmişte kendini güvende hissettiği davranışlara geri döner. Bu, bir başarısızlık değil, aksine çocuğun stresle başa çıkma çabasının göstergesidir.

Büyükanne ve Büyükbabaların Değişim Sürecindeki Gizli Gücü

Değişim dönemlerinde büyükanne ve büyükbabalar, ailenin sağlam kayası gibi işlev görebilir. Özellikle kardeş gelişi veya kreşe başlama gibi ebeveynlerin yoğun olduğu dönemlerde, torunlarına ekstra ilgi ve zaman ayırabilirler. Büyükannelerin evindeki o bilindik yemek kokusu, büyükbabayla yapılan rutin park gezileri, çocuk için değişimin ortasında sabit kalan güvenli limanlardır.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta vardır: Büyükanne ve büyükbabaların ebeveynlerin kararlarını baltalamaması gerekir. “Annen seni kreşe gönderiyor ama ben seni alırım” gibi ifadeler çocuğun kafasını karıştırır ve ebeveyn-çocuk arasındaki güveni zedeler. Bunun yerine, “Kreşte çok eğleniyormuşsun, akşam bana da anlatırsın” gibi destekleyici yaklaşımlar tercih edilmelidir.

Değişime Hazırlık: Beklenmedik Olanı Beklenen Hale Getirmek

Değişimi aniden dayatmak yerine, çocuğu sürece dahil etmek uyumu kolaylaştırır. Yeni eve taşınacaksanız, taşınmadan önce çocuğunuzu eve götürüp odasını birlikte düzenlemeyi planlayabilirsiniz. Hangi oyuncaklarının yeni odasında olacağına birlikte karar vermek, çocuğa kontrol duygusu verir.

Kreş başlangıcında ise okula gitmeden önce birkaç kez binayı ziyaret etmek, öğretmenle tanışmak ve oyun alanını keşfetmek faydalıdır. Çocuğun zihninde kreş, korkulan bilinmeyen bir yer olmaktan çıkıp tanıdık bir mekana dönüşür.

Yeni kardeş geliyorsa, hamilelik sürecinde çocuğunuza yaşına uygun kitaplar okuyabilir, bebeğin ultrasound görüntülerini gösterebilir ve bebekle tanışacağı günü heyecanla beklemesini sağlayacak ritüeller oluşturabilirsiniz. “Sen de bir zamanlar böyle miniktin ve seni çok sevdik, şimdi bu bebeği birlikte seveceğiz” mesajı güçlendirici olabilir.

Duygusal Kabul: Çocuğun Hislerini Onaylamak

Çocuğunuz yeni duruma karşı direndiğinde, “Ağlama, üzülecek bir şey yok” demek yerine duygularını onaylamak çok daha etkilidir. “Kreşe gitmek istemediğini anlıyorum, yeni bir yere gitmek korkutucu olabilir” cümlesi, çocuğun duygularının normal ve kabul edilebilir olduğunu gösterir.

Duygusal kabul, çocuğun kendini anlaşılmış hissetmesini sağlar. Hislerinin yanlış olmadığını öğrenen çocuk, zamanla bu duyguları sağlıklı şekilde ifade etmeyi ve yönetmeyi öğrenir. Bu yaklaşım, çocuğa “Duygularım önemli ve bunları yaşamak normal” mesajını verir.

Tutarlılık ve Yeni Rutinler Oluşturmak

Değişim sürecinde bazı şeyler değişse bile, bazı rutinlerin sabit kalması çocuğa güvenlik duygusu verir. Kreşe başlasanız bile akşam masalı ritüelini sürdürmek, yeni eve taşınsanız bile cumartesi kahvaltılarını aynı şekilde yapmak, çocuğa hayatın tamamen altüst olmadığını gösterir.

Çocuğunuz değişime direniyor mu?
Evet her değişimde zorlanıyor
Bazen direnç gösteriyor
Genelde kolay uyum sağlıyor
Hiç sorun yaşamadık
Henüz deneyimlemedik

Aynı zamanda yeni duruma özel yeni rutinler oluşturmak da faydalıdır. Kreşten döndükten sonra bir bardak su içip günü anlatmak, yeni evde her akşam pencerenin önünde yıldızlara bakmak gibi küçük ritüeller, yeni durumun da güvenli ve öngörülebilir hale gelmesini sağlar.

Sabır ve Mizaç Farklılıklarına Saygı

Bazı çocuklar değişime hızlıca uyum sağlarken, bazıları için bu süreç daha uzun olabilir. Her çocuğun mizacı farklıdır ve bu farklılıklara saygı göstermek gerekir. Utangaç ve temkinli bir çocuk, dışa dönük bir çocuğa göre kreşe alışmak için daha fazla zamana ihtiyaç duyabilir.

İlk haftalarda ağlayarak kreşe giden bir çocuk, üçüncü haftada kapıdan gülümseyerek girebilir. Önemli olan, süreç boyunca çocuğa sabırlı ve destekleyici yaklaşmaktır. Çocuğunuza güvendiğinizi hissettirmek, ona “Sen bunu yapabilirsin, ben senin yanındayım” mesajını vermek, uyum sürecini hızlandırır.

Değişim dönemlerinde ebeveynlerin kendi duygusal durumlarını da gözlemlemeleri önemlidir. Ebeveynin kaygısı çocuğa kolayca yansır. Kreşe bırakırken kendiniz endişeli ve üzgünseniz, çocuğunuz da ayrılmanın tehlikeli bir şey olduğunu hisseder. Sakin, güvenli ve olumlu bir tutum sergilemek, çocuğunuza en büyük hediyeniz olacaktır. Küçük adımlar atmak, duygulara yer açmak ve sevgiyle beklemek, çocuğunuzun değişimlere uyum sağlamasında en güçlü araçlarınızdır.

Yorum yapın