Evladınızın gözlerinde bir zamanlar parlayan heyecanın yerini ilgisizliğin alması, her ebeveynin yüreğine dokunur. Üniversite yılları, gençlerin hayallerini şekillendirdikleri dönem olmalıyken, bazıları için ağır bir yük haline gelebiliyor. Oğlunuzun derslere karşı gösterdiği isteksizlik ve sürekli erteleme davranışı, yüzeyde basit bir tembellik gibi görünse de aslında çok daha derin meselelerin işareti olabilir.
Ertelemenin Ardındaki Gerçek Yüz
Genç yetişkinlerde kronik erteleme, çoğu zaman başarısızlık korkusunun bir savunma mekanizmasıdır. Oğlunuz belki de başaramayacağından o kadar korkuyor ki, hiç denememeyi tercih ediyor. Bu paradoksal durum, dışarıdan bakanlar için anlamsız görünse de psikolojik açıdan son derece mantıklıdır. Denemezseniz başarısız da olamazsınız.
Ayrıca dikkat edilmesi gereken başka bir nokta var: seçtiği bölüm gerçekten onun seçimi mi? Türkiye’deki birçok genç, ailevi beklentiler, toplumsal prestij veya sınav puanları doğrultusunda yönlendirildikleri bölümlerde kendilerini buluyorlar. İçlerindeki ses bambaşka şeyler söylerken, başkalarının çizdiği yolda yürümek motivasyon kırıcısının ta kendisidir.
Sessiz Çığlıkları Duymak
Umursamazlık maskesi genellikle tam tersini gizler. Depresyon belirtileri özellikle genç erkeklerde farklı tezahür eder ve ilgisizlik, uyku düzensizlikleri veya aşırı uyuma, sosyal çekilme şeklinde ortaya çıkabilir. Erkeklerin duygularını ifade etmekte zorlandıkları toplumsal kodlar düşünüldükünde, oğlunuzun “umursamıyorum” demesi aslında “çok bunaldım ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum” anlamına gelebilir.
Pandemi sonrası dönemde üniversite öğrencilerinde motivasyon kaybı ve akademik tükenmişlik oranlarında ciddi artışlar gözlendi. Uzaktan eğitimin yarattığı kopukluk hissi, sosyal izolasyon ve geleceğe dair belirsizlikler, Z kuşağının omuzlarına ağır bir yük bindirdi.
Baskı Yerine Bağ Kurmak
Endişeniz anlaşılır ancak sürekli uyarılar ve baskılar genellikle ters etki yaratır. Gençler ne kadar zorlanırsa o kadar direnir. Özgürlüklerimizin tehdit altında olduğunu hissettiğimizde tam tersini yapma eğilimi gösteririz.
Yapmanız gereken ilk şey, yargılamadan dinlemektir. “Neden ders çalışmıyorsun?” yerine “Son zamanlarda nasıl hissediyorsun?” sorusunu sormak kapıları açabilir. Bu basit değişim, suçlama dilinden merak diline geçişi temsil eder.
Denenebilecek Yaklaşımlar
- Nötr bir zamanda konuşun: Kriz anlarında değil, sakin bir ortamda, belki bir yürüyüş sırasında veya birlikte yemek yerken sohbet açın.
- Kendi deneyimlerinizi paylaşın: Siz de hayatınızın bir döneminde motivasyon kaybı yaşadıysanız, nasıl hissettiğinizi ve nasıl aştığınızı anlatın. Kırılganlık paylaşmak güç yaratır.
- Performans yerine iyi oluşu önceliklendirin: “Notların nasıl?” yerine “Kendini nasıl hissediyorsun?” demek, gerçek sorunlara ulaşmanızı sağlar.
- Profesyonel destek önerisini normalleştirin: Psikolojik danışmanlığı zayıflık işareti olarak değil, spor salonuna gitmek gibi sağlıklı bir tercih olarak sunun.
Özerkliği Desteklemek
Genç yetişkinlik, kimlik oluşturma ve bağımsızlık kazanma dönemidir. Oğlunuz artık çocuk değil ama tam olarak yetişkin de değil. Bu belirsiz alanda kendi yolunu bulması gerekiyor ve bu süreç doğrusal ilerlemeyebilir.

Kendi kararlarını alma ve sonuçlarıyla yüzleşme hakkını tanımak, uzun vadede daha sağlıklı sonuçlar doğurur. Bu, onun başarısız olmasını izlemek anlamına gelmez; güvenli bir ağ oluştururken özerkliğini desteklemek anlamına gelir.
Belki de bir ara yıl almaya, farklı bir bölüm denemeye ya da pratik tecrübe kazanmaya ihtiyacı vardır. Geleneksel akademik yol herkes için işlemeyebilir ve bu gerçeği kabullenmek, bazen en sevgi dolu eylem olabilir.
Sizin İçin de Destek Şart
Evladınızın mücadelesini izlemek, sizi de tüketiyor. Ebeveynler genellikle çocuklarının sorunlarını kendi başarısızlıkları olarak yorumlama eğilimindedir. Kendinize karşı da şefkatli olmalısınız.
Eşinizle, güvendiğiniz arkadaşlarınızla veya gerekirse bir terapistle konuşmak, kendi duygusal dayanıklılığınızı korumanıza yardımcı olur. Uçaklarda önce kendi oksijen maskenizi takmanız söylenir; aynı ilke burada da geçerlidir.
Sabır ve İnanç
Beyin gelişimi 25 yaşına kadar devam eder ve özellikle planlama, öngörü ve dürtü kontrolünden sorumlu prefrontal korteks en son olgunlaşan bölümdür. Oğlunuzun bugün gösterdiği davranışlar, onun geleceğini belirlemez.
Birçok başarılı insan, gençlik yıllarında benzer dönemler yaşamıştır. Steve Jobs üniversiteyi bırakmıştır ve Einstein akademik olarak zorlanmıştır. Bu örnekler, dolambaçlı yolların da varış noktasına ulaşabileceğini gösterir.
Oğlunuzla aranızdaki bağ, herhangi bir diplomadan daha değerlidir. Koşulsuz sevginizi hissettirirken sınırlarınızı da net şekilde koyabilirsiniz. “Seni her koşulda seviyorum ama bu evde saygı ve sorumluluk da bekliyorum” mesajı hem güvenlik hem yapı sağlar.
Unutmayın ki bu dönem geçicidir. Onun yanında olmaya devam edin, yargılamadan gözlemleyin ve fırsatlar sunun. Bazen en büyük öğrenmeler, en zorlu dönemlerde gerçekleşir. Sizin sabrınız ve sağduyunuz, onun bu fırtınadan çıkmasında en değerli pusula olacaktır.
İçerik Listesi
