Özetle
- 🎬 Dokunmayın Şabanıma
- 📺 Kanal D’de saat 20.00’de
- 😂 Kemal Sunal’ın canlandırdığı Şaban karakteriyle, Yeşilçam’ın unutulmaz komedilerinden biri olan film; toplumsal taşlamalar, absürt mizah ve nostaljiyle dolu, ailece izlenebilecek bir sinema klasiği.
Kemal Sunal, Ertem Eğilmez, Yeşilçam komedisi, Dokunmayın Şabanıma, Kanal D… Bu akşam televizyon karşısında nostalji, kahkaha ve kült sinema ruhu bir araya geliyor. 1979 yapımı bu efsane film, hem Yeşilçam’ın altın çağını hem de Türkiye’nin en sevilen karakterlerinden Şaban’ın zamansız enerjisini yeniden ekranlara taşıyor. 23 Aralık akşamında, yani yılbaşı heyecanının kol gezdiği şu haftada, Kanal D saat 20.00’de izleyiciyi tam anlamıyla “köklerine” döndüren bir seçim yapıyor.
Dokunmayın Şabanıma: Hem kahkaha hem toplumsal taşlama
“Dokunmayın Şabanıma”, ilk bakışta klasik bir Kemal Sunal komedisi gibi görünse de Yeşilçam’ın eğlence-perde arkasına baktığınızda çok daha katmanlı bir dünya açıyor. Şaban’ın saf, iyi niyetli dünyası bir apartmanın kaotik gündemiyle çarpışırken, aslında dönemin sınıf çatışmalarını, bürokratik karmaşasını ve mafyamsı rant düzenini esprinin içine gizlenmiş bir toplumsal eleştiriye dönüştürüyor.
Ertem Eğilmez ve Rıfat Ilgaz’ın kaleminden çıkan senaryo, Kemal Sunal’ın “ezilen halkın mizahi kahramanı” kimliğini hem parlatıyor hem de dönemin sosyal panoramasını komik ama bir o kadar dokunaklı bir dille aktarıyor. Apartman sakinlerinin kibiri, güç sahiplerinin hoyratlığı ve Şaban’ın bu dünyaya çocuksu berraklıkta yaklaşması, filmi yıllar sonra bile izlenebilir yapan en büyük sebep.
Filmde Müjde Ar’ın genç ve enerjik performansı, Şener Şen’in o dönemlerde yeni yeni parlayan teatral gücü ve Ali Şen’in karikatürize ama bir o kadar ikonik kötü adam yorumu, “Dokunmayın Şabanıma”yı sadece bir komedi değil, Yeşilçam’ın çok sesli karakter ansiklopedisi haline getiriyor.
Bir Yeşilçam klasiği neden hâlâ bu kadar seviliyor?
Bu sorunun cevabı hem sinemasal hem de duygusal: Film bir yandan cesur toplumsal taşlamalar yaparken diğer yandan seyircinin içindeki çocuksu neşeyi dürtüyor. Şaban’ın yanlışlıkla kahraman olması, absürt olayların zincirleme şekilde büyümesi ve slapstick tarzı komedinin dönemin politik atmosferiyle buluşması, bugün bile şaşırtıcı biçimde taze geliyor.
Üstelik 1979’da vizyona girdiğinde gişenin zirvesine oturan yapım, televizyon yayınlarında da onlarca kez reyting lideri oldu. IMDb’de 8.2 puanla hâlâ en sevilen Türk filmleri arasında durması boşuna değil. Nostalji ile çağdaş bakışın el sıkıştığı bir filmden bahsediyoruz: Hem dedelerinize hem arkadaşlarınıza aynı akşam izletebilirsiniz, kimse sıkılmaz.
Oyuncuların kariyerine etkisi
Bu film, Kemal Sunal’ın “Şaban” imgesinin halkın hafızasına kazındığı anlardan biri. Ertem Eğilmez içinse hem ticari başarı hem de “halk sinemasının” en güçlü temsilcilerinden biri olduğunu bir kez daha kanıtlama fırsatı oldu. Şener Şen’in kariyerinde komedi ile dram arasında köprü kurmasının ilk ipuçları da bu dönemlerde görüldü; filmdeki minimal mimikleri bile, ileride Türkiye’nin en saygın oyuncularından biri olacağının habercisi.
TV’de bu akşam: Neden özellikle bugün iyi gider?
Aralık ayının son haftası, ekran başına toplanmanın en keyifli olduğu zamanlardan biri. Dışarısı soğuk, herkeste yılbaşı ruhu, bir yandan tatil planları… Böyle bir akşamda, temeli iyiliğe ve saf mizaha dayanan bir Yeşilçam klasiğini izlemek terapi etkisi yaratıyor. “Dokunmayın Şabanıma”, özellikle ailece izlenen TV akşamlarında jenerasyonlar arası bağ kuran nadir filmlerden.
- Ebeveynler için: Çocukluklarının sesi, sokaklarının kokusu.
- Gençler için: Kemal Sunal’ın efsanevi zaman zaman memeleşen replikleri ve absürt mizahın kökleri.
Bir de işin sinema nerd’lerine hitap eden kısmı var: Filmdeki bazı sahnelerde belirgin şekilde doğaçlama kullanılması, Şener Şen ile Kemal Sunal’ın “ağız dalaşı” anlarında kameranın hafif titremesi, setin içinden dışarı taşan bir enerji yaratıyor. Bu da filmi nostaljik olduğu kadar teknik açıdan da ilginç hale getiriyor.
Kanal D’de saat 20.00: Bu özel yayını kaçırmamak için sebepler
Kanal D’nin yıllar sonra tekrar tekrar bu filmi yayınlamasının nedeni sadece reyting değil, kültürel hafızayı canlı tutma isteği. “Dokunmayın Şabanıma”, Türkiye’de televizyon yayıncılığının bir ritüele dönüştürdüğü nadir işlerden biri. Her izleyişte başka bir detay yakalanabiliyor; Şaban’ın masum ifadeleri, apartmanın köşe başındaki karakterlerin ufak mimikleri ya da dönemin İstanbul sokaklarının sahneler arasından sızması zaman kapsülü etkisi yaratıyor.
Kült bir karakter: Şaban’ın toplumdaki masumiyet ikonuna dönüşen duruşu.
Kahkaha garantisi: 70’lerin slapstick ritmi bugünün mizah temposuna hâlâ uyuyor.
Tarihsel değer: Dönemin sınıf yapısına ironik ama incelikli bir bakış.
Bu akşam 20.00’de televizyonunuzu açtığınızda sadece bir film değil, Türkiye’nin sinema mirasının en güçlü taşlarından birine göz atmış olacaksınız. Şaban’ın “dokunmayın bana” çıkışı, hâlâ aynı tonda gülümsetiyor; hem saf bir direniş hem de Yeşilçam’ın insanı kucaklayan dünyasının özeti gibi.
İçerik Listesi
